Atatürk neden bir geometri kitabı yazmıştır?

Mustafa Kemal neden Geometri kitabı yazdı?

“Atatürk’ün geometri kitabını yazmasındaki amaç, Türkçe’yi yabancı kelimelerden arındırarak anlaşılır bir hale getirmektir.” Atatürk’ün ölümünden bir buçuk yıl kadar önce kendi eliyle yazdığı geometri kitabını basmak, 3. Dil Tarih Kurultayı’nın hemen akabinde ortaya çıkan bir fikirdi.

Atatürk Geometri kitabını nasıl yazdı?

Geometri kitabını Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce Üçüncü Türk Dil Kurultayı (24-31 Ağustos 1936)’ından hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayı’nda kendi eliyle yazmıştır.

Atatürk Geometri kitabı ne zaman yazdı?

Geometri, Atatürk tarafından ilk defa Türkçe geometri terimleri kullanılarak 1936 yılının sonunda yazılmış olan 44 sayfalık kitap. Agop Dilaçar kitabın 1971 baskısına yazdığı önsözde, kitabın yazılış hikâyesini anlatır.

Mustafa Kemal Geometri kitabını hangi alanda yazmıştır?

Atatürk, geometri kitabı 1937’de yazmıştı… 1937 yılından önce öğrenciler matematiği Osmanlıca terimlerle öğreniyorlardı. Daha doğrusu öğrenmiyorlar, ezberliyorlardı. Ta ki, Atatürk’ün bizzat yazdığı Geometri kitabında yeni matematik terimler geliştirilene kadar.

Atatürk laikliği neden getirdi?

Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, İlerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.

Arti eksi terimlerini kim buldu?

Matematik derslerinde kullanılan birçok terim Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkçeleştirilmiştir. Bunlara örnek olarak artı, eksi, çarpı, bölü, üçgen, çokgen, koşut gibi sözcükleri gösterebiliriz. Söz konusu sözcükler Atatürk’ün yazdığı “Geometri” adlı kitapta tanımlanmıştır.

Üçgen Artı Eksi terimlerini kim buldu?

Matematik derslerinde kullanılan birçok terim Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkçeleştirilmiştir. Bunlara örnek olarak artı, eksi, çarpı, bölü, üçgen, çokgen, koşut gibi sözcükleri gösterebiliriz. Söz konusu sözcükler Atatürk’ün yazdığı “Geometri” adlı kitapta tanımlanmıştır.

Artı eksi terimlerini kim buldu?

Matematik derslerinde kullanılan birçok terim Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkçeleştirilmiştir. Bunlara örnek olarak artı, eksi, çarpı, bölü, üçgen, çokgen, koşut gibi sözcükleri gösterebiliriz. Söz konusu sözcükler Atatürk’ün yazdığı “Geometri” adlı kitapta tanımlanmıştır.

Laiklik ilkesi ne zaman geldi?

Devlet ve din işlerinin tam ayrımı, 5 Şubat 1937 tarihinde Türk Anayasasına dahil edilerek laiklik devrimi anayasal gelişimini kazandı.

Laiklik dine aykırı mıdır?

İslâm’da din ve dünya ayrılığı yoktur. Bunlar tam bir bütünlük içindedir. Bu sebeple de ‘din işi ayrı, dünya işi ayrı’ gibi laik anlayışlara İslâm’da yer yoktur.

Atatürk’ün dilimize kazandırdığı kelimeler nelerdir?

alan, artı, eksi, dikey, boyut, kesit, oran, teğet, uzay, yüzey, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanal, yamuk, eşit, toplam, türev, yatay, er, gerekçe, subay, kurmay, kutsal, kıvanç, konut, ısı, esenlik, erdem, tüm. (bkz: gerekçe) de bunlardan biridir.

Geometri terimlerini kim buldu?

Çin’de geometri üzerine ilk tanımlayıcı çalışma (veya en azından günümüze ulaşan en eski çalışma), ilk filozof Mozi’nin (MÖ 470-390) Mohist eseri Mo Jing idi. Takipçileri tarafından ölümünden yıllar sonra MÖ 330 yıllarında derlenmiştir.

Laiklik anayasadan ne zaman çıkarıldı?

Lakap ve takma adların kaldırılması, 26 Kasım 1934. Laiklik ilkesinin anayasaya girişi, 5 Şubat 1937.

1924 Anayasası laik midir?

Yine Meclisin görevleri arasında yer alan “ahkam-ı şer’iyenin tenfizi” (dinsel hükümlerin yerine getirilmesi) hükmü anayasadan çıkarılmıştır. Bu değişikliklerle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin laik bir devlet olması amaçlanmış ve laik devlet anlayışına yönelinmiştir.

Laiklik dinsizlik mi?

Evet, 5 Şubat 1937 yılında Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına giren LÂİKLİK, görüldüğü gibi asla DİNSİZLİK değil, dinleri, dilleri, mezhepleri ne olursa olsun, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşit şartlar altında yaşamalarının SİGORTASI HÜKMÜNDEDİR.