Ataturk ezani neden turkceye cevirdi?

Türkçe ezan neden olmaz?

Kahir ekseriyet, ezanın Arapça’dan başka bir dilde okunamayacağı kanaatindedir. Onun içindir ki ezan, on dört asır içerisinde dilleri birbirinden farklı bütün İslâm ülkelerinde, Arapça’dan başka bir dille okunmamıştır. Bize göre de ezan Arapça’dan başka bir dille okunamaz, okunan şey de ezan olmaz.

Ezanı Türkçeye çeviren kim?

Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi’nde de, Ayasofya Camii’nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu. 18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi.

Atatürk Arapça ezanı neden Yasakladi?

atatürk, arapçayı kutsal olan dine veya başka bir şeye zarar vermek için değil; okuma-yazmayı zorlaştırdığı için kaldırmıştır. o dönemin okur-yazar istatistiklerine bakıldığında erkeklerde okuma yazma oranı yüzde yedi, kadınlarda binde dört, kürt vatandaşlar arasında ise binde birdir.

Ezanın başka dilde okunması caiz mi?

Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkçe ezan okunması hakkında, “Ezanın asli şekli dışında başka bir dille okunması caiz değildir” açıklamasında bulundu.

Türkçe ezan okunmasını kim istedi?

Ayetlerin, duaların, hutbelerin Türkçe şekilleri kabul ve istimal edilmelidir” ifadeleri yer almıştı. Daha sonra; 1932 yılında Atatürk’ün bizzat ilgilenmesiyle, ezanın Türkçe okunması fikri uygulamaya konulmuştur.

Neden Arapça ibadet ediyoruz?

Bu dil aslında Arapların dili değil Allah tarafından tüm Müslümanların dili olmuştur. Bura da evrensellik ilkesi gözetilerek tüm Müslümanları cami ve birbirine raptettiren bir lisan etrafında toplama amaçlanmıştır. Arapça ifade ve kelimeler artık İslam’ın sembolleridir.

Atatürk Türkçe ezan okuttu mu?

Ezan, 1950’ye değin Türkçe okundu. İnsanlar, tam 18 yıl süreyle günlük yaşamda kullandıkları dille namaza çağrıldılar. Atatürk‘ün amacı, Arapça’yı ibadet dili olmaktan çıkarıp, Türkçe‘yi camiye hakim kılmaktı.

Ezanın Türkçe okunmasını kim kaldırdı?

Atatürk, 1932’de çıkardığı bir kanunla ezanın Türkçe‘den başka bir dilde okunması yasaklamıştı.

Atatürk ezanı kaldırdı mı?

Ramazan sonrasında kampanyanın ardı kesilmedi ve 18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı yeni bir genelge yayınlandı. Atatürk‘e atfen yayınlanan bu genelgeyle, Arapça ezan okunması yasaklandı.

Ezanın Türkçe okunmasını kim istedi?

1930’lu yıllarda sık konuşulan ezanın Türkçeleştirilmesi, Mustafa Kemal’in Cumhurbaşkanı, İsmet İnönü’nün Başbakan olduğu 1932 yılının Temmuz ayında Diyanet’in yayınladığı genelge ile tüm yurtta uygulamaya konuldu. İlk Türkçe ezan ise, 30 Ocak 1932 tarihinde Hafız Rifat Bey tarafından Fatih Camii’nde okunmuştu.

Ezan Türkçemi okunuyor Arapça mı?

Evet, ezan, halkı namaza çağrı için okunan sözlerden ibarettir. Dili Arapçadır. Zira onu dinleyip anlayacak ve böylece namaza gelecek olan herkes Arapça konuşuyordu. Dolayısıyla ezanın Arapça olması Medine koşullarında elbette ki gayet doğaldı.

Kuran ı Kerim neden Türkçe okunmaz?

Kuranı Kerim“in Arapça olarak indirildiğini onun kendisi tam on bir yerde vurgular ve sebep olarak bu söylediğimizle beraber şu iki şeye daha dikkat çeker: “Ta ki, anlayabilesiniz” (12/2), “ta ki, emir ve yasakları bilip korunabilesiniz diye” (39/28).

En son Türkçe ezan ne zaman okundu?

Türkçe ezan uygulaması, 1941 yılına kadar da Diyanet İşleri Başkanlığı genelgesine dayanarak sürdürüldü, 18 yıl süren Türkçe ezan uygulaması, 16 Haziran 1950 tarihinde son buldu ve ezan tekrar Arapça okunmaya başlandı.

1932 yılında ezanı kim yasakladı?

18 Temmuz 1932‘de de Diyanet Reisliği tüm müftülüklere ezan ve kametleri Türkçe okuma talimatı veriyordu. 1941’e kadar yasal düzenleme dahi bulunmadığı halde, ezanı Arapça okuyan onlarca imam ve müezzine ceza verildi. 2 Haziran 1941’den sonra ise çıkarılan yasa tatbik edildi.

Allah neden Arapçayı seçti?

Kuranı Kerim Arapça olarak geldi, çünkü Hz. Muhammed Arap milletindendi ve ilk muhatapları Arap”tı. Kuranı Kerim”in de vurguladığı gibi, eğer o başka bir dille gelmiş olsaydı, onlar; “Arap bir peygamber ve yabancı dille gelmiş bir kitap, bu nasıl olur!” (41/44) diyeceklerdi.