Türk edebiyatının söylev türündeki ilk eserin adı nedir?

Türk Edebiyatında söylev türünün ilk örneği nedir?

Edebiyatımızdaki ilk söylev olarak, Bilge Kağan’ın Orhun Abideleri’nde Türk Budunu’na seslenişi olarak kabul edilmektedir.

Söylev türünün ilk örneklerini kim vermiştir?

Türk edebiyatında ise ilk siyasî söylev örneği Orhun Yazıtlarıdır. Bunlar, 732’de dikilen Kül Tigin, 735’te dikilen Bilge Kağan, 720-725 yıllarında dikilen Tonyukuk Yazıtlarıdır.

Orhun Yazıtları ilk söylev kime ait?

Göktürk Kağanlığı’na aittir. Yazılış tarihleri MS. 8. yüzyılın başlarına dayanmaktadır. Yazıtlardan Kül Tigin Yazıtı 732 yılında, Bilge Kağan Yazıtı 735 yılında yazılmışlardır.

Ilk nutuk nedir?

Nutuk, yazıldığı dönemde Cumhuriyet Halk Fırkası umumi reisi olan Gazi Mustafa Kemal’in 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde, 1919’dan 1927’ye dek kendisinin ve silah arkadaşlarının faaliyetlerini özetlediği konuşmasının metnidir.

Ilk söylev örneği nedir?

Atatürk’e ait söylevler “nutuk” adlı eserinde toplanmıştır. Türkçenin ilk yazılı ürünleri 8. Yüzyıla ait Orhun Anıtları’dır. Bu anıtlar, edebiyatımızın ilk söylev (nutuk) eseri de sayılabilir. Orhun Anıtları’nı ilk kez okuyup çözümleyen kişi Danimarkalı bilgin Thomsen (1842 -1927)’dir.

Söylev türünün özellikleri nelerdir?

Söylevin Özellikleri:

  • Söylevlerde coşkulu bir dil kullanılır.
  • Dil alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.
  • 3. Söylevlerde hitabet gücü önemlidir.
  • Söylevler genellikle siyasi ve askeri konulu metinlerdir.
  • Söylevlerde cümleler kısa tutulur.
  • Söylevlerde sık sık özlü sözlere yer verilir.

Söylev türünde eserler kime aittir?

Söylev, Türk Edebiyatında ilk defa Milli Edebiyat döneminde görülür. Bu dönemde siyasal söylevler ağırlıklıdır. Tanınmış yazarlardan Ömer Naci ve Hamdullah Suphi önemli söylev yazarlarıdır. Cumhuriyet yıllarında söylevin en büyük yazarı Mustafa Kemal Atatürk’tür(Nutuk).

Söylev türünde eser veren sanatçılar kimlerdir?

Rıza Tevfik Bölükbaşı, Süleyman Nazif, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı…

Orhun yazıtları kimin adına yazıldı?

Tonyukuk 716, Kültigin 732, Bilge Kağan eserleri 735 yılında dikilmiştir. Kül Tigin yazıtı Bilge Kağanın ağzından yazılmıştır. Bilge Kağan’ın kardeşi olan Kül Tigin adına yazılan bu eser günümüzde hala önemini kaybetmemiştir.

Ilk nutuk nerede?

Atatürk’ün Nutuk’u dendiğinde ise Mustafa Kemal Atatürk’ün, 15-20 Ekim 1927 tarihinde, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın İkinci Büyük Kurultayı’nda, altı gün boyunca, toplam 36 saat 33 dakikada yapmış olduğu konuşma akla gelmektedir.

Nutuğun özellikleri nedir?

Nutuk özellikleri: – Nutuğun giriş cümlesi özenli bir şekilde hazırlanmalıdır, – Konuşmacının hitabı düzgün ve net olmalıdır. – Seçilen konu söylevin türüne göre belirlenmelidir ve konu ile alakalı düşünceler paylaşılmalıdır. – Söylevde savunulan konu hakkında belge, örnek ve buna benzer kanıtlar ortaya konulmalıdır.

Söylev nasıl olmalıdır?

Söylev veren kişiye hatip denir. İyi bir hatip nerede, ne söyleyeceğini bilmeli, dinleyiciyi istediği doğrultuda yönlendirebilecek iletişim becerisine sahip olmalıdır. Söylevin başarılı olması; hatibin jest, mimik, vurgu ve tonlama gibi öğeleri doğru kullanmasıyla orantılıdır.

Bir söylev nasıl olmalı?

Söylevin özellikleri şunlardır: Söylev veren kişiye hatip denir. İyi bir hatip nerede, ne söyleyeceğini bilmeli, dinleyiciyi istediği doğrultuda yönlendirebilecek iletişim becerisine sahip olmalıdır. Söylevin başarılı olması; hatibin jest, mimik, vurgu ve tonlama gibi öğeleri doğru kullanmasıyla orantılıdır.

Söylev nasıl olur?

Söylevin Özellikleri Söylev veren kişi konuşmasını duruş, jest ve hareketleriyle desteklemelidir. Söylevcilerin en önemli yeteneği toplulukları inandırmadaki güçleridir. Ayrıca iddiaları kanıtlaması ve dinleyicide oluşacak kuşkuları ortadan kaldırması gerekir. Söylev tiyatro ile birlikte gelişmiştir.

1980 sonrası Türk romancıları kimlerdir?

1980 sonrası Türk romancılığında Mehmet Eroğlu, Latife Tekin, Ayla Kutlu, Buket Uzuner, Tezer Özlü, Erendiz Atasü, Nazlı Eray, Öner Yağcı, Hulki Aktunç, Alev Alatlı, Leyla Erbil gibi birçok sanatçıda kimi eğilimlerin izleri görülse de sanatçıların özgün ve bireysel yaklaşımları da önemli bir yer tutmaktadır.